Aile, toplumun en temel birimidir. Sağlıklı toplumlar, sağlıklı aile yapılarının üstünde yükselir. Bu açıdan devletler aile yapılarını güçlendirmek için çeşitli yasal düzenlemeler yapmışlardır. Anayasamızın 41. maddesinde ailenin önemine vurgu yapılmış ve bu konuda yapılması gereken işler için devlete bir kısım ödevler yüklenmiştir. Bahse konu madde “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar.” şeklindedir. Bu kapsamda aile içindeki yardımlaşma ve dayanışmanın artırılması açısından getirilen en önemli kurumlardan birisi de nafaka kurumudur. Bu yazımızda kısaca nafakanın ne demek olduğunu inceledikten sonra özellikle kamuoyunda süresiz nafaka olarak adlandırılan yoksulluk nafakasını ele alacağız.
Bursa Avukat ve Bursa Aile Hukuku Avukatı olarak genel anlamda Aile Hukukunun konusuna giren tüm alanlarda, özel anlamda ise yoksulluk nafakası konusundaki tüm sorularınızı Bursa Aile Hukuku Avukatı Av. İrfan Şengül’e sorabilirsiniz.
Nafaka Nedir?
Türk Dil Kurumu sözlüğünde nafaka, “geçinmek için gerekli olan şeylerin bütünü; geçimlik” olarak tanımlanmaktadır. Hukuki anlamda nafakayı ise “bir kimsenin kanunun öngördüğü yoksulluğa düşmüş olan yakınlarına yardım etmesi” şeklinde ifade edebiliriz. Türk Medeni Kanunu’na göre nafaka, genel olarak yardım ve bakım nafakası olarak ikiye ayrılır. Yardım nafakası, hısımlık ilişkisinden kaynaklanan ahlakî bir yükümlülük olarak düzenlenmiştir. Buna göre üstsoy ve altsoy hısımlar, yardımda bulunulmadığı takdirde zaruret haline düşecek olması halinde birbirlerine yardım nafakası ödemekle yükümlüdürler (TMK. m. 364). Bakım nafakası ise evlilik ilişkisinin doğurduğu mali yükümlülüklerdendir. Eşlerin birbirlerine ve çocuklarına karşı olan yükümlülüklerini içeren bu nafaka türü; tedbir, iştirak ve yoksulluk olarak üç başlık altında değerlendirilmektedir. Aslında nafakanın türleri ile ilgili Nafaka Nedir, Nafaka Türleri ve Şartları Nelerdir? başlıklı ayrı bir makale kaleme almıştık. Tüm nafaka türleri açısından ayrıntılı bilgilere o yazımızdan ulaşabilirsiniz. Bu yazımızda münhasıran yoksulluk nafakası üzerinde duracağız.
Süresiz Nafaka Nedir?
Medeni Kanun’da süresiz nafaka isimli bir nafaka türü bulunmamaktadır. Bu tanımlama, toplumumuzda kullanılan bir tabir olsa da aslında süresiz nafaka olarak kastedilen nafaka türü, yoksulluk nafakasıdır. Bu nafaka çeşidi, TMK’nın 175. maddesinde “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz” şeklinde düzenlenmiştir.
Yoksulluk nafakası ile boşanma sonrası yoksulluğa düşen eşin desteklenmesi, yaşam standardının bu süreçte en az düzeyde etkilenmesini sağlamak amaçlanmaktadır. Kanun koyucu, tıpkı evlilik birliği içerisinde eşlerin karşılıklı yardımlaşma ve dayanışma yükümlülüğünde olduğu gibi boşanma gerçekleştikten sonra da belirli şartların varlığı halinde bu katkının mali yönüyle devamını düzenleyerek yukarıda paylaştığımız Anayasa hükmünün gereğini yerine getirmiştir.
Yoksulluk Nafakasının Şartları Nelerdir?
Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için gerekli olan koşullar kısaca şu şekildedir:
- Boşanma Gerçekleşmiş Olmalı: Yoksulluk nafakası, boşanmanın fer’i sonuçları arasındadır. Bir başka ifadeyle yoksulluk nafakası boşanmanın gerçekleşmesine bağlıdır ve bu nafaka boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte hüküm doğurur. Yani dava devam ederken yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Eğer dava sürecinde bir yoksulluk durumu söz konusu olacaksa “tedbir nafakası”na karar verilebilir.
- Talep: Hakim, boşanma davasında yoksulluk nafakasını re’sen ele alamaz. Türk Medeni Kanunu m. 175 hükmünde bu husus “nafaka isteyebilir” şeklinde açıkça ifade edilmiştir. Dolayısıyla bu istek kişinin talebine bırakılmıştır.
- Kusur Şartı – Talepte Bulunanın Diğer Taraftan Daha Ağır Kusurlu Olmaması: Boşanma davasında hakim, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan tarafın kusursuz, daha az kusurlu veya diğer tarafla eşit ölçüde kusurlu olması ve diğer şartların da varlığı halinde yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Bir başka ifadeyle yoksulluk nafakası talep eden tarafın, boşanmaya ilişkin kusurunun daha ağır olmaması gerekir.
- Talepte Bulunanın Boşanma Sebebiyle Yoksulluğa Düşecek Olması: Mevzuatta yoksulluğun tanımına yer verilmemiştir. Yoksulluk nafakası verilebilmesi için, talepte bulunan eşin boşanmadan dolayı yoksulluğa düşmesi gerekmektedir. Yargıtay, boşanma sebebiyle yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde gelirinin olmaması halinde yoksulluk nafakası istenebileceğini belirtmektedir. Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşme hususunu değerlendirirken her somut olayda hakimin, tarafların yaşları, sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam standartları gibi subjektif unsurların yanısıra, toplumun genel ekonomik durumunu ve piyasa koşulları gibi objektif unsurları da dikkate alması gerekmektedir.
- Nafaka Miktarının, Nafaka Yükümlüsünün Mali Gücünü Ölçüsünde Belirlenmesi Gereği: Yoksulluk nafakası miktarının belirlenmesi bakımından önem teşkil eden ölçütlerden bir diğeri de nafaka yükümlüsünün mali gücüdür. Hakim, yoksulluk nafakasının miktarını belirlerken nafaka alacaklısının yoksulluktan kurtulması ile nafaka yükümlüsünün mali gücü arasında adil bir denge kurmalıdır.
Yoksulluk Nafakasının Süresiz Olması Sorunu
Yoksulluk nafakasının süresiz olması konusu toplumumuzda uzun zamandır tartışılan bir konudur. Nitekim 743 sayılı eski Medeni Kanun (eMK.)’un ilk metninde yoksulluk nafakasına en fazla “bir yıl süreyle” hükmedilebileceği düzenlenmişti. Bu hüküm, 3444 sayılı kanun ile 4.5.1988’de “süresiz olarak” nafaka istenebileceği şeklinde değiştirilmiştir. 4721 sayılı TMK. m. 175’te de kanun koyucu, yoksulluk nafakasının “süresiz olarak” istenebileceği hükmünü korumuştur. Ancak tartışmalar devam etmiş ve madde metninde geçen “…süresiz olarak…” ibaresinin Anayasa’nın 2., 10. ve 41. maddelerine aykırılığı savıyla bu kelimelerin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine gidilmiştir. Ancak Anayasa Mahkemesi 2011/136 Esas sayılı dosya üzerinden görüştüğü başvuru hakkında 2012/72 Karar sayılı ve 17.5.2012 tarihli kararıyla talebin reddine karar vererek, yoksulluk nafakasının süresiz olması uygulamasının devamına karar vermiştir. Konuya ışık tutması açısından Anayasa Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının buraya alınması faydalı olacaktır:
“4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 175. maddesine göre yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için boşanmaya hükmedilmiş olması, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşmüş ya da düşecek olması, diğer eşle eşit kusurlu veya diğer eşe nazaran daha az kusurlu veya boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusursuz olması ve nafaka talep edilen eşin nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.
Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 176. maddesinde sayılan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin şartlar gerçekleşmediği müddetçe, herhangi bir süre sınırı olmaksızın nafaka isteyebilecektir. 176. maddenin üçüncü fıkrası uyarınca, yoksulluk nafakası, nafaka alacaklısının evlenmesi ya da taraflardan birisinin ölümü halinde kendiliğinden, alacaklının evlenmeden fiilen evli gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi, nafaka yükümlüsünün ödeme gücünün tamamen yitirilmesi durumlarında ise mahkeme kararıyla ortadan kalkmaktadır.
İtiraz konusu “süresiz olarak” ibaresi, nafaka alacaklısının her zaman ölünceye kadar yoksulluk nafakası alacağı anlamına gelmemektedir. Kanun koyucunun 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 175. maddesinde “süresiz olarak” ibaresine yer vermesinin amacı, boşanmadan dolayı yoksulluğa düşecek olan eşin diğer eş tarafından, şartları bulunduğu sürece ekonomik yönden desteklenmesi ve asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanmasıdır.
Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, ahlâki değerler ve sosyal dayanışma düşüncesi yer almaktadır. Yoksulluk nafakasının amacı nafaka alacaklısını zenginleştirmek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür. Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden eşin boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasının yanı sıra, nafaka talep edilen eşin de nafaka ödeyebilecek ekonomik gücünün bulunması gerekmektedir.
İtiraz konusu kuralda, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşen eşi korumak için diğer eşin, koşulları bulunduğu sürece, herhangi bir süre sınırı olmaksızın yoksulluk nafakası vermesi düzenlenmiş olup bu yükümlülüğün sosyal hukuk devleti ilkesinin gereği olarak getirildiği kuşkusuzdur.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. maddesine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir. Kuralın Anayasa’nın 10. ve 41. maddesi ile ilgisi görülmemiştir.”
Süresiz Nafakanın Kaldırılması
Yukarıda açık ve geniş bir şekilde açıklandığı üzere, eğer şartları oluşmuşsa yoksulluk nafakasına süresiz olarak karar verilebilecektir. Ancak tabi ki, gelişen durumlar çerçevesinde kararın gözden geçirilmesi, artırılması, azaltılması veya kaldırılması talep edilebilir. Yani yoksulluk nafakasına karar verilirken, bu karar, nafakanın hiçbir şekilde sonlanmayacağı anlamına gelmemektedir. Belirli şartların gerçekleşmesi durumunda süresiz nafaka kaldırılabilir. Bu şartlar;
- Yoksulluk nafakası ödenen eş evlenirse nafaka ödeyen eş süresiz nafakanın kaldırılması için talepte bulunabilir.
- Eş resmi olarak evli olmasa bile başka kişi ile evliymiş gibi hayat sürerse nafaka ödeyen eş süresiz nafakanın kaldırılması için talepte bulunabilir.
- Yoksulluk nafakası ödenen eşin yoksulluk durumunun ortadan kalkması halinde de nafaka ödeyen eşin süresiz nafakanın kaldırılması için talepte bulunma hakkı vardır.
- Eşlerden birisinin ölmesi halinde de doğal olarak nafaka ödemesi sonlanacaktır.
Yoksulluk nafakası yada toplumdaki adıyla süresiz nafaka konusunda yakın zamanda yeni bir yasal çalışma yapılması gündeme gelmiş ancak hayata geçmemiştir. Ancak bu konuda yapılan çalışmalar devam etmektedir. Medeni Kanunda yapılması düşünülen bir yasal değişiklik ile yoksulluk nafakasına belli bir süre getirilmesi düşünülmektedir. Ancak şu andaki mevcut durum süresiz uygulama şeklinde devam etmektedir.
Yoksulluk nafakası konusunda daha fazla bilgi almak için Bursa’da faaliyet gösteren Bursa Aİle Hukuku Avukatı Av. İrfan Şengül’e, info@avirfansengul.com e-mail adresinden veya iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.