Sağlıklı bir toplum sağlıklı ailelerden oluşur. Ailelerin sağlıklı bir şekilde oluşmasının en önemli unsurlarından birisi de soybağının doğru bir şekilde kurulmasıdır. Zira hiçbir ailede soybağı belirsiz veya yanlış kurulmuş bir bireyin olması istenecek bir şey değildir. Çocuk ile anne arasındaki soybağı zaten doğumla kurulmaktayken baba ile çocuk arasındaki soybağı ise anne ile evlilik, tanıma veya babalık davası ile kurulabilmektedir. Yani çocuğu doğuran kadın annedir şeklinde kesin bir kanaate ulaşmak mümkünken bir erkeğin babalığı için bu derece kesin bir hükümde bulunmak mümkün değildir. Bu nedenle bazı durumlarda çocukla baba arasında kurulan soybağı yanlış kurulabilemektedir. İşte bu tarz durumlarda oluşan yanlışlığın düzeltilmesi için soybağının reddi davası açılmalıdır.
Bursa Avukat ve Bursa Boşanma Avukatı olarak genel anlamda Aile Hukukunun konusuna giren tüm alanlarda, özel anlamda ise soybağının reddi konusundaki tüm sorularınızı Bursa Aile Hukuku Avukatı Av. İrfan Şengül’e sorabilirsiniz.
Soybağının Reddi Davası Nedir?
Soybağının reddi davası baba ile çocuk arasında geçerli olan soybağının yanlış bir şekilde kurulduğu, nüfus kayıtlarında baba olarak görülen erkeğin aslında çocuğun biyolojik babası olmadığı iddia edilerek çocukla baba arasındaki soybağının kaldırılması talebiyle açılan bozucu yenilik doğuran bir dava türüdür. Bu davada çocukla baba arasındaki babalık karinesinin çürütülmesi amaçlanmaktadır. Bu noktada hukukumuzdaki babalık karinesini anlamak gerekmektedir.
Babalık Karinesi Nedir?
Babalık karinesi, kanundan kaynaklı adi bir karinedir. Zira soybağının reddi davası açılarak babalık karinesi çürütülebilir. Babalık karinesi Türk Medeni Kanunu’nun 285. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir: “Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır”. Kanun koyucu, doğal olarak, evlilik devam ederken dünyaya gelen çocuğun babasını koca olarak kabul etmiştir. Babalık karinesi bu durumda geçerli olacaktır. Çocuğun evlilik devam ederken doğmuş sayılabilmesi için, evlenme olayı gerçekleştikten sonra doğumun meydana gelmiş olması yeterlidir. Çocuk evlenmeden bir saat sonra veya birkaç dakika sonra dünyaya gelse bile, çocuğu doğuran kadının kocası baba sayılacak, diğer bir deyişle babalık karinesi geçerli olacaktır. Bu maddede ayrıca, çocuğun ana rahmine düştüğü sırada evliliğin devam ettiği varsayılarak, evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün geçtikten sonra dünyaya gelen çocuğun babasının eski koca olduğu kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan babalık karinesi uyarınca çocuk ile baba arasında soybağı ilişkisi kurulur. Ancak babalık karinesi annelik gibi kesin bir karine değildir. Aksine adi bir karine olup aksi iddia edilebilir veya ispatlanabilir. Dolayısıyla bir çocuk, evlilik birliği içinde veya evlilik bittikten sonra üçyüz gün içinde doğmuş olsa ve nüfus kayıtlarında baba olarak doğumu yapan annenin kocası olan kişi yazılsa da; çocuğun biyolojik babasının başka bir kişi olduğu iddia ediliyorsa, çocukla baba arasında kurulan yanlış kaydın iptal edilmesi için soybağının reddi davası açılmalıdır.
Soybağının Reddi Davasında Davacı ve Davalı Kimdir?
Soybağının reddi davasının tarafları, TMK madde 286 ve 291’de düzenlenmiştir. Madde metinleri şu şekildedir:
Madde 286- Koca, soybağının reddi davasını açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava ana ve çocuğa karşı açılır. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve kocaya karşı açılır.
Madde 291- Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir. Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım, atama kararının kendisine tebliğinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açar. Kocanın açacağı soybağının reddi davasına ilişkin hükümler kıyas yoluyla uygulanır.
Kanun soybağının reddi davasını açmaya hakkı olan kişileri sınırlı sayıda olacak şekilde tek tek belirttikten sonra, bu hakkın kullanılmasını hak düşürücü süre ile sınırlamıştır. Hak düşürücü süreleri hâkim, davanın her aşamasında re’sen göz önüne alabileceği gibi, ilgililer de davanın her aşamasında bu sürelerin geçtiği itirazını yapabileceklerdir. Bu süreler geçtikten sonra açılan davalar, reddedilecektir.
Soybağının Reddi Davası Ne Zaman Açılmalıdır?
Soybağının reddi davası için hak düşürücü süre TMK’nın 289. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, “Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. Çocuk, ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde dava açmak zorundadır.”
Soybağının reddi davasını açmaya hakkı olan kişilerin, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ellerinde olmayan sebeplerden ötürü dava açamamaları halinde, bu bir yıllık süre sebebin ortadan kalktığı tarih itibariyle işlemeye başlayacaktır. Bu husus TMK’nın 289. maddesinin 3. fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir: “Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.”
Soybağının Reddi Davası Nasıl İspat Edilir?
Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden itibaren üç yüz gün içerisinde doğan çocuğun babası koca sayılmaktadır (TMK m.285). Babalık karinesi olarak adlandırılan adi karine gereği, kocanın baba olmadığını iddia eden davacı bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Soybağının reddi davasında davacı, babalık karinesini çürütebilmek için iki şekilde hareket edebilir. Davacı, kocanın annenin gebe kalma döneminde karısı ile cinsel birlikteliğinin imkansız olduğunu veya çocuğun doğumuna koca ile gerçekleştirilen cinsel birlikteliğin sebep olmadığını kanıtlayacaktır.
Soybağının reddini talep eden davacı, çocuğun annenin rahmine düşmesinin evlilik öncesinde veya ayrı yaşama sırasında gerçekleştiğini ispatlaması halinde başka herhangi bir olguyu kanıtlaması gerekmeyecektir. Bu durum TMK madde 288’te şu şekilde düzenlenmiştir: “Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez.” Açıkça belirtildiği üzere, kanun koyucu soybağının reddine karar verilebilmesi için, çocuğun evlilik öncesi veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmesinin kanıtlanmasını yeterli görmüştür. Bunun yanında artık gelişen tıp imkanlarıyla DNA testi yapılarak ta kesin sonuca ulaşmak mümkün olmaktadır.
Soybağının Reddi Davasında Yargılama Nasıl Yapılır?
TMK’nın 284.maddesinde soybağına ilişkin davalarda yargılama usulünün nasıl olacağı şu şekilde düzenlenmiştir: “Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır:
1. Hâkim maddî olguları re’sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder.
2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.”
Soybağının Reddi Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Soybağının reddi davasında görevli mahkeme, 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi gereği aile mahkemeleridir. Yetkili mahkeme ise TMK’nın 283. maddesi gereğince, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesidir.
Görüldüğü gibi soybağının reddi davası gerek ispat açısından gerekse de hak düşürücü süreler açısından oldukça teknik bir davadır. Bu nedenle herhangi bir hak kaybı yaşamamak için uzman bir aile hukuku avukatından danışmanlık almak faydalı olacaktır. Bu bağlamda konuyla ilgili daha fazla bilgi almak için Bursa’da faaliyet gösteren Bursa Aile Hukuku Avukatı ve Bursa Boşanma Avukatı Av.İrfan Şengül’e, info@avirfansengul.com e-mail adresinden veya iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.