Sosyal medya artık hayatımızın bir parçası haline gelmiş durumdadır. Günlük iletişimimizin büyük bir kısmı dijital platformlar aracılığıyla gerçekleşirken, yaşamımızın her alanında sosyal medyanın etkisi giderek artmaktadır. Ancak, bu hızlı değişimlerin, beraberinde bazı sorunlar getirmesi de kaçınılmazdır.
Sosyal medya platformları, kullanıcıların paylaşımları ve etkileşimleri aracılığıyla güncel yaşamı doğrudan etkileyebilmektedir. Ancak, bu etkileşimlerin karanlık bir yüzü de bulunmaktadır: suç. Suçlular, sosyal medyanın imkanlarını kullanarak hem daha kolay hem de suçun normal görünüş hallerine göre yakalanma riski daha düşük bir şekilde suç işleyebilmektedirler.
Sosyal medya üzerinden işlenen suçlar, sadece bireylerin değil, aynı zamanda toplumun da güvenliğini tehdit etmektedir. Bu nedenle, sosyal medya üzerinde gerçekleşen suçların etkili bir şekilde önlenmesi ve suçluların adalet önünde hesap vermeleri için güçlü ve etkili adımların atılması gerekmektedir. Bu makalede, sosyal medya üzerinden işlenen suçların çeşitleri ve bu suçlardan hukuki korunma yolları ele alınacaktır.
Bursa Avukat ve Bursa Ceza Hukuku Avukatı olarak genel anlamda Ceza Hukukunun konusuna giren tüm alanlarda, özel anlamda ise Sosyal Medya Üzerinden İşlenen Suçlar konusundaki tüm sorularınızı Bursa Ceza Hukuku Avukatı Av. İrfan Şengül’e sorabilirsiniz.
Sosyal Medya Aracılığıyla İşlenen Suçlar Nelerdir?
Gerek temel ceza kanunumuz olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda gerekse de ceza hükmü içeren diğer özel kanunlarda düzenleme altına alınan suçlar incelendiğinde sosyal medya aracılığı ile işlenen suçları şu şekilde sıralayabiliriz:
- Hakaret
- Özel hayatın gizliliğini ihlal
- Verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme
- Dolandırıcılık
- Tehdit
- Şantaj
- Suçu ve suçluyu övme
- İftira
- Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma
- Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
- Kişisel verilerin kaydedilmesi
- Bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girme ve orada kalma
- Bilişim sistemindeki verileri bozma, yok etme, değiştirme ve erişilemez kılma
- Cumhurbaşkanına hakaret
- Cinsel taciz
- Silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak
- Hayasızca hareketler
- Müstehcenlik
- Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama
- Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama
- Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama
- Atatürk’ün hatırasına hakaret
- Haberleşmenin gizliliğini ihlal
- Banka ve kredi kartlarının usulsüz kullanımı
- Uyuşturucu madde kullanımını özendirme
- Suç işlemeye tahrik
- Nefret ve Ayrımcılık
- Özel işaret ve kıyafetleri usulsüz kullanmak
- Devletin güvenliğine ilişkin belgeleri temin etme, devletin güvenliğine ve siyasal yararlarına ilişkin gizli kalması gereken belgeleri açıklama
- Haberleşmenin gizliliğini ihlal
- İntihara Yönlendirme
- Ticaret hukukuna aykırılık
Yukarıda sayılan suç tipleri sosyal medya aracılığı ile işlenen suçlardır. Belki bu listede yazmayı unuttuğumuz ancak teorik olarak sosyal medya üzerinden işlenebilecek başka suç tipleri daha olması mümkündür. Ancak uygulamada en fazla görülen suçlar bunlardır. Hatta bu suçlardan da ilk beş yapmak gerekirse; en fazla görülen suç açık ara farkla hakaret suçu olurken hakaret suçunu, özel hayatın gizliliğini ihlal, verileri hukuka aykırı olarak verme ve ele geçirme, dolandırıcılık ve tehdit suçları takip etmektedir.
Sosyal Medya Üzerinden İşlenen Suçlardan Hukuki Korunma Yolları Nelerdir?
İnternetin hızlı bir şekilde günlük hayatımızda başat aktör olarak rol oynamaya başlamasıyla birlikte mevzuatımızda bu alana özel bir kanun yapılmıştır. Söz konusu Kanun, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’dur. Bu kanunla yapılan bazı düzenlemeler sosyal medya üzerinden işlenen suçlar açısından da önemli hukuki korumalar getirmiştir. Bahse konu kanun dışında Türk Medeni Kanununda da bazı hukuki korumalar mevcuttur. Son olarak ise bazı durumlarda maddi ve manevi tazminat davası açmak ta mümkündür. Şimdi kısaca bu hukuki korumalara değineceğiz.
1. 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun Kapsamında İçeriğin Yayından Çıkarılması ve Erişimin Engellenmesi
Belli Suçların İşlenmesi Halinde İçeriğin Kaldırılması veya Erişimin Engellenmesi
5651 Sayılı Kanunun 8, 8/A, 9 ve 9/A maddelerinde internet ortamında işlenen suçlara karşı hukuki olarak yapılabilecek işlemler detaylı bir şekilde düzenlenmiştir. Bu maddeler oldukça uzun ve ayrıntılıdır. Kısaca özetleyecek olursak; 5651 sayılı Kanunun 8. Maddesinde İnternet ortamında yapılan ve içeriği bazı suçları oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verilir. Bu suçlar şunlardır: 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan; İntihara yönlendirme (madde 84), Çocukların cinsel istismarı (madde 103, birinci fıkra), Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190), Sağlık için tehlikeli madde temini (madde 194), Müstehcenlik (madde 226), Fuhuş (madde 227), Kumar oynanması için yer ve imkân sağlama (madde 228) suçları ile 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanunda yer alan suçlar, 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanunda yer alan suçlar ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanununun 27 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında yer alan suçlar.
Kişilik Haklarına Saldırı Nedeniyle İçeriğin Kaldırılması veya Erişimin Engellenmesi
Makalemizin ana konusunu oluşturan kişisel haklara saldırı anında yapılabilecek işlemlerin neler olduğu ise 5651 sayılı Kanunun 9. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini de isteyebilir. Burada içerik sağlayıcısı, şikayete konu paylaşımı yapan kişidir. Yer sağlayıcısı ise paylaşımın yapıldığı Facebook, Youtube, İnstagram veya X (eski adıyla Twitter) gibi platformlardır. Bu tarz platformların, hak ihlali ve şikayet bildirim birimleri bulunmaktadır. Bu birimlere başvurularak içeriğin kaldırılması talep edilebilir. Aynı durum Google, Yandex gibi arama motorları için de geçerlidir. İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden kişilerin talepleri, içerik ve/veya yer sağlayıcısı tarafından en geç yirmi dört saat içinde cevaplandırılır. Aynı nedenle Sulh Ceza Hakimliğine başvurulması halinde, hakim içeriğin çıkarılmasına ve/veya erişimin engellenmesine karar verebilir. Hakim, başvuruyu en geç yirmi dört saat içinde duruşma yapmaksızın karara bağlar. Hâkimin bu madde kapsamında verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararları doğrudan Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne gönderilir. Birlik tarafından ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcıya gönderilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereği derhâl, en geç dört saat içinde ilgili içerik ve yer sağlayıcılar ile erişim sağlayıcı tarafından yerine getirilir. Bu madde kapsamında hâkimin verdiği içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararına konu kişilik hakkının ihlaline ilişkin yayının başka internet adreslerinde de yayınlanması durumunda ilgili kişi tarafından Birliğe müracaat edilmesi hâlinde mevcut karar bu adresler için de uygulanır. Sulh ceza hâkiminin kararını bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları, beş yüz günden üç bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Nedeniyle İçeriğe Erişimin Engellenmesi
5651 sayılı Kanunun 9/A maddesine göre İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir. Yapılan bu istekte; hakkın ihlaline neden olan yayının tam adresi (URL), hangi açılardan hakkın ihlal edildiğine ilişkin açıklama ve kimlik bilgilerini ispatlayacak bilgilere yer verilir. Bu bilgilerde eksiklik olması hâlinde talep işleme konulmaz. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı, kendisine gelen bu talebi uygulanmak üzere derhâl Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne bildirir, erişim sağlayıcılar bu tedbir talebini derhâl, en geç dört saat içinde yerine getirir. Erişimin engellenmesi, özel hayatın gizliliğini ihlal eden yayın, kısım, bölüm, resim, video ile ilgili olarak (URL şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla uygulanır. Erişimin engellenmesini talep eden kişiler, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edildiğinden bahisle erişimin engellenmesi talebini talepte bulunduğu saatten itibaren yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin kararına sunar. Hâkim, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatın gizliliğinin ihlal edilip edilmediğini değerlendirerek vereceği kararını en geç kırk sekiz saat içinde açıklar ve doğrudan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna gönderir; aksi hâlde, erişimin engellenmesi tedbiri kendiliğinden kalkar.
2. Saldırının Durdurulması, Önlenmesi ve Tespiti Davaları ile Düzeltme ve Cevap Hakkı
Yukarıda sosyal medyada işlenen suçlara karşı ilk hukuki koruma mekanizması olarak 5651 sayılı Yasada yer alan düzenlemeleri ele almıştık. Bu konudaki diğer hukuki korunma yollarından birisi de Medeni Kanunumuzda bulunmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 23 ve devamı maddelerinde kişiliğin korunması hükümleri düzenlenmiştir. 24. Maddeye göre hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
Aynı Kanunun 25. Maddesine göre ise, kişilik hakları ihlal edilen kişi, hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Maddenin ikinci fıkrasına göre, bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir. Bu durumda kişilik haklarını ihlal eden yayınların gerçek olmadığına ilişkin açıklamalar yapılabilir, yani cevap verilir. Ya da cevap verilemeyecek durumlarda gerçek dışı unsurlar düzeltilebilir. Üçüncü fıkraya göre saldırının durdurulması davasına ek olarak maddi ve manevi tazminat hakları ve hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı da saklıdır. Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesinde bahse konu bu davaları açabilir.
3. Maddi ve Manevi Tazminat Davaları
Sosyal meyda aracılığı ile işlenen suçlara karşı kişilerin şahsi olarak başvurabilecekleri başka bir hukuki yol ise kişisel haklarına saldırıda bulunan kişilere karşı maddi ve manevi tazminat davası açmaktır. Bu tarz durumlara maruz kalan mağdurların manevi olarak üzülmeleri ve yapılan haksız fiil nedeniyle ruhi anlamda zarara uğramaları tartışmasız bir gerçektir. Bu nedenle yazımızın konusunu oluşturduğu şekilde sosyal medya üzerinden herhangi bir hakaret, tehdit veya benzeri bir suça maruz kalan kişiler yaşadıkları travma sebebiyle manevi tazminat davası açabilir. Bununla birlikte eğer sosyal medyada yapılan linç nedeniyle kişisel haklarına saldırılan kişi bu nedenle maddi bir zarara uğramışsa, yaşadığı bu kayıp için maddi tazminat davası da açabilir. Örneğin sosyal medyada yapılan hakaretlerle hasta kaybı yaşayan özel muayenehanesi olan bir doktor, randevulu hastalarını kaybetmekten dolayı uğradığı maddi zararın tazmin edilmesini talep edebilir.
4. Suç Oluşturan Eylemler Nedeniyle Savcılığa Şikayet
Buraya kadar anlattığımız hususlar konunun hukuki boyutu idi. Ancak bu tarz eylemlerin bir de cezai boyutu bulunmaktadır. Zira yukarıda sayılan eylemlerin hepsi birer suçtur ve bu suçları işleyenlerin hapis cezası veya para cezası gibi çeşitli yaptımlarla cezalandırılacağı kanunda düzenlenmiştir. Dolayısı ile sosyal medya üzerinden herhangi bir suça maruz kalan kişi hemen suça konu paylaşımın çıktısını alıp bulunduğu yerin Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak suç içeren yorumu veya yazıyı yazan kişi hakkında şikayetçi olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, bazı suçların şikayete tabi olduğu ve şikayet hakkının da fiili ve faili öğrendikten sonra altı ay içinde kullanılması gerektiğidir. Örneğin sosyal medyada en çok görülen suç tipi olan hakaret suçunun takibi mağdurun şikayetine bağlıdır. Mağdurun şikayeti olmadan Savcılık resen harekete geçemez. Bu nedenle sosyal medya aracılığı ile hakarete marzu kalan bir kişi 6 ay içinde şikayet hakkını kullanmalıdır. Aksi halde bu hakkını kaybeder. Şikayetin yapılmasıyla birlikte suç işleyen kişi hakkında soruşturma başlayacak ve bu kişiye dava açılıp ceza alması sağlanacaktır.
Görüldüğü gibi sosyal medya aracılığı ile işlenen suçlar çok çeşitli olup bu suçlara karşı korunma yolları da birden fazladır. Bir taraftan konunun hukuki tarafı takip edilirken diğer taraftan da cezai sürecin takip edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle sosyal medya üzerinden bir suça maruz kalan kişilerin alanında uzman bir avukattan danışmanlık almaları faydalı olacaktır. Bu bağlamda konuyla ilgili daha fazla bilgi almak için Bursa’da faaliyet gösteren Bursa Ceza Hukuku Avukatı Av.İrfan Şengül’e, info@avirfansengul.com e-mail adresinden veya iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.