Suçu bildirme yükümlülüğü suç ve suçluyla mücadele açısından oldukça önemli bir görevdir. Bu görevin yerine getirilmesiyle kamu güvenliğinin sağlanması ve toplumun korunması amaçlanır. Zira işlenen her suç kamu düzenini bozmaktadır. Bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmek ise yetkili makamların görevidir. Fakat başta adliye olmak üzere yetkili kişi ve kurumların görevlerini yapabilmeleri için de kamu düzenini bozan olaydan haberdar olmaları gerekmetedir. İşte bu kapsamda herkese işlenen bir suçu bildirme sorumluluğu yüklenmiştir.
Bursa Avukat ve Bursa Sağlık Hukuku Avukatı olarak genel anlamda Sağlık Hukukunun konusuna giren tüm alanlarda, özel anlamda ise Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi konusundaki tüm sorularınızı Bursa Sağlık Hukuku Avukatı Av. İrfan Şengül’e sorabilirsiniz.
Suçu Bildirmek Kimlerin Görevidir?
İşlenen bir suçu yetkili kurumlara bildirme görevi herkese verilmiştir. Yani herkes işlenen bir suçu adli makamlara bildirmek zorundadır. Bu görevin yerine getirilmemesi suçtur. Herkes açısından mecburi olan bu sorumluluğun yapılmaması TCK md. 278’de suç olarak düzenlenmiştir. Ancak bazı meslek mensupları için suçu bildirme görevi daha üst seviyede bir sorumluluk olarak yüklenmiş ve aksi davranışlar da daha fazla cezayla cezalandırılmıştır. Bu anlamda herhangi bir kamu görevlisinin suçu bildirmemesi TCK md. 279’da sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi ise TCK md. 280’de ayrı ayrı maddeler halinde yaptırıma bağlanmıştır. Her iki madde açısından da yüklenecek cezalar normal kişilerin suçu bildirmemesi haline göre daha yüksektir. Şimdi bu madde metinlerini görelim:
Suçu Bildirmeme
Madde 278- (1) İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Mağdurun onbeşyaşını bitirmemiş bir çocuk, bedensel veya ruhsal bakımdan engelli olan ya da hamileliği nedeniyle kendisini savunamayacak durumda bulunan kimse olması halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılır.
(4) Tanıklıktan çekinebilecek olan kişiler bakımından cezaya hükmolunmaz. Ancak, suçu önleme yükümlülüğünün varlığı dolayısıyla ceza sorumluluğuna ilişkin hükümler saklıdır.
Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi
Madde 279- (1) Kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal eden veya bu hususta gecikme gösteren kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, adlî kolluk görevini yapan kişi tarafından işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Sağlık Mesleği Mensuplarının Suçu Bildirmemesi
Madde 280- (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.
Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi ile Sağlık Mesleği Mensubunun Suçu Bildirmemesi Arasındaki Farklar
Kamu görevinde bulunan kimseler, resen soruşturulması gereken bir suçun varlığını görevleriyle bağlantılı olarak öğrenmeleri halinde yetkili makamlara bildirme yükümlülüğü altındadır. Yani takibi şikayete bağlı bir suçtan haberdar olan bir kamu görevlisinin bu suçu bildirme yükümlülüğü yoktur. Anack sağlık mesleği mensupları açısından durum böyle değildir. Madde metninden de görüleceği gibi sağlık mesleği mensuplarına her türlü suçu bildirme görevi yüklenmiştir. Dolayısıyla takibi mağdurun şikayetine bağlı bir suçu bile sağlık mesleği mensubunun bildirmesi gerekmektedir. Açıkçası kamu görevlisine yüklenmeyen bu sorumluluğun sağlık mesleği mensubuna yüklenmesi uygulamada eleştirilmektedir. Örneğin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle eşe karşı gerçekleştirilen cinsel saldırı suçunun takibi şikayete tabidir (TCK m. 102/2). Mağdur kadının özel bir poliklinikte muayene olduğu esnada, rızası dışında bu tür bir birlikteliğin gerçekleştiğini muayene kapsamında hekime anlatması halinde, hekimin suçu bildirme yükümlülüğü doğar. Aksi halde TCK m. 280’den cezai sorumluluğu söz konusu olacaktır.
Sağlık Mesleği Mensubunun Bildirim Yükümlülüğü Hangi Olayları Kapsar
Bildirim yükümlüğünün konusu, suç teşkil eden olaylardır. Dolayısıyla kabahat ya da disiplin cezasını gerektiren bir fiilin işlendiğini öğrenen sağlık mesleği mensuplarının bildirim yükümlülüğü bulunmamaktadır. Örneğin, başkası tarafından kesici bir aletle yaralanan hastayı tedavi eden hekimin bildirim yükümlülüğü vardır. Buna karşılık evli bir erkekle birlikte olan bekar bir kadının hamile kaldığını muayene esnasında öğrenen hekimin zina suç olmadığı için bildirim yükümlülüğü yoktur. Aynı şekilde başkalarının huzur ve sükununu bozan bir kimsenin sarhoş olduğunun muayene esnasında fark edilmesi durumunda, Kabahatler Kanunu m. 35 uyarınca bir kabahat söz konusu olduğu için bildirim yükümlülüğü doğmaz.
Hekimin Sır Saklama Yükümlülüğü İle Suçu Bildirmeme Suçu Arasındaki İlişki
Hekimin sır saklama yükümlülüğü ile suçu bildirme yükümlülüğü birbiriyle çatışma içerisindedir. Bu yükümlülüklerin karşı karşıya gelmesi durumunda hangisinin öncelikle uygulanması gerektiğinin belirlenmesi gerekir. İşlenilen suçların ortaya çıkartılmasına hizmet eden bildirim yükümlülüğü ile şüpheli, sanık veya üçüncü kişilerin sır niteliğindeki bilgilerine saygı duyulmasını isteme hakkı yarışmaktadır. Kanun koyucu, suçu bildirim yükümlülüğü ile kamu düzeninin korunmasını, özel hayatının gizliliği hakkından üstün tutmaktadır. Böylece kamusal menfaatler, kişisel bir hakkın önüne geçmektedir. Bunun sonucunda sır niteliğindeki bilgilerin bildirimin konusunu teşkil etmesi halinde, kişinin özel hayatına ilişkin menfaatlerinin hangi ölçüde zedelendiğinin önemi bulunmamaktadır. Zira bu menfaatin büyüklüğü, gerçekleştirilen fiili suç olmaktan çıkarmayacağı için bildirim yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla burada suçu bildirim görevi, sır saklama görevinin önündedir. Bu nedenle de bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmesi, sır saklama yükümlülüğünün ihlali sayılmaz.
Sonuç olarak hekimler, mesleklerinin icrası sırasında gizli kalmasında hastanın yararı bulunan bilgileri mesleki sır saklama yükümlülükleri kapsamında gizli tutmalıdır. Ancak gizli tutulması gereken hastaya ilişkin bu bilgilerin konusunun işlenilen bir suça ilişkin olması halinde yetkili mercilere bildirilmesi de gerekmektedir.
Sağlık mesleği mensuplarının suçu bildirmemesi konusu özellikle hekimin sır saklama yükümlülüğü ile çatışdığı zaman oldukça hassas bir konudur. Bu nedenle alanında uzman bir avukattan danışmanlık almak faydalı olacaktır. Bu bağlamda konuyla ilgili daha fazla bilgi almak için Bursa’da faaliyet gösteren Bursa Sağlık Hukuku Avukatı Av.İrfan Şengül’e, info@avirfansengul.com e-mail adresinden veya iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.