Özel hayat kavramı son yıllarda oldukça önem kazanmıştır. Özel hayata saygı ve özel hayatın korunması konusunda ülkemizde de çok önemli mevzuat değişiklikleri yapılmıştır. Örneğin bu kapsamda çıkarılan kişisel verilerin korunması kanunu özel hayatın saygınlığının artırılması adına çok önemli bir yeniliktir. Yazımızda özel hayat kavramını açıkladıktan sonra özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi durumunda uygulanacak cezai yaptırımların nasıl olduğunu inceleyeceğiz.
Bursa Avukat ve Bursa Ceza Avukatı olarak genel anlamda Ceza Hukukunun konusuna giren tüm alanlarda, özel anlamda ise Özel Hayatın Gizliliğini İhlal konusundaki tüm sorularınızı Bursa Ceza Hukuku Avukatı Av. İrfan Şengül’e sorabilirsiniz.
Özel Hayat Nedir?
Özel hayat, Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlüğü’nde “kişinin kendine özgü yaşayışı, yaşama tarzı, kendisini ilgilendiren tutum ve davranışlar” şeklinde tanımlanmaktadır. Hukuksal bir kavram olarak ise özel hayatı “kişilerin hukuken korunan, herkesle paylaşmadığı ve güvendiği kişiler dışında herkesten gizli tuttuğu yaşam alanıdır” şeklinde tanımlamak mümkündür.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçu
Özel hayatın gizliliğinin ihlali suçu TCK’nın 134. Maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
Madde 134- (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.
Özel Hayatın Gizliliği Nasıl İhlal Edilir?
Yukarıda yer verilen maddede iki farklı suç tipi düzenlenmektedir. Bu suçlar TCK’nın 134/1. fikrasında“özel hayatın gizliliğini ihlal” ve 134/2. maddesinde “görüntü veya seslerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi”dir.
TCK’nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşabilmesi için, resim çekme veya kaydetme özelliğine sahip bir alet kullanılması gerekmeyip, bir özel hayat olayının çıplak gözle seyredilmesi ya da özel hayat kapsamına giren seslerin, anlaşılmaz olsa dahi, gizlice dinlenilmesi yeterlidir.
TCK’nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde; bir özel hayat görüntüsü ya da sesinin, ilgilisinin bilgisi ve rızası dışında, resim çekme veya kaydetme özelliğine sahip aletle belli bir elektronik, dijital, manyetik yere sabitlenmesi eylemi düzenlenmiştir. Kaydedilen görüntüdeki kişinin tanınabilir ya da sesin anlaşılabilir olması gerekmez; özel hayat kapsamına giren seslerin, anlaşılmaz olsa dahi, gizlice kaydedilmesi, bu düzenlemenin uygulanması için yeterlidir. Özel hayata ilişkin görüntü veya sesin kaydedilmesiyle suç tamamlanır; başkaca bir neticenin doğması ve mağdurun zarara uğramış olması gerekmediği gibi, failin kaydedilen görüntüleri izlememiş ya da sesleri dinlememiş olmasının suçun oluşumuna bir etkisi yoktur.
TCK’nın 134. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşabilmesi için, bir özel hayat görüntüsü ya da sesinin, taksirle ya da tamamen hukuka uygun elde edilmiş olsa dahi, ilgilisinin rızası dışında ifşa edilmesi, yani; yayılması, açığa vurulması, afişe edilmesi, ilan edilmesi, kamuoyuna duyurulması, aleniyet kazandırılması, özetle; içeriğini öğrenme yetkisi bulunmayan kişi veya kişilerin bilgisine sunulması gerekir. İfşanın kabulü için, ses veya görüntüyle özel hayatı ihlale uğrayan kişi anlaşılmalı, en azından anlaşılabilir olmalı ya da açıklanmalıdır. Bu suç, birinci fıkradan bağımsız ayrı bir suçtur.
Basın Özgürlüğü Özel Hayata Müdahale Hakkı Verir mi?
Basın özgürlüğü ve basının haber verme hakkı kapsamında gazetecilerin çektiği ve yayınladığı fotoğraf, video veya ses kayıtları özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna vücut vermez. Ancak, gazete veya internette yayımlanan ses veya görüntülerin güncel, görünür gerçeğe ve ölçülülük ilkesine uygun olması gerekir. Haber değeri taşımayan, kamuoyunu ilgilendirmeyen tamamen özel hayata dair ses ve görüntülerin yayımlanması basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemez.
Delil Elde Etmek İçin Ses veya Video Kaydı Yapılabilir mi?
Gerek özel hukukta gerekse de ceza hukukunda hukuka aykırı bir şekilde elde edilmiş ses ve video kayıtları delil olarak kullanılamaz ve hükme esas alınamaz. Nitekim hukuka aykırı yapılan kayıtlar yukarıda açıklandığı üzere özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Ancak bu durumun tek istisnası Yargıtay Ceza Genel Kurulu 21.05.2013 tarih ve 2012/5 Esas, 2013/248 karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır: “Kişinin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçla ilgili olarak, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda karşı tarafla yaptığı konuşmaları kayda alması halinin hukuka uygun olduğunun kabulü zorunludur. Aksi takdirde kanıtların kaybolması ve bir daha elde edilememesi söz konusudur.”
Alıntılanan yargıtay kararından da anlaşılacağı üzere bir kişi sadece kendisine yönelik haksız saldırıya karşı başka türlü delil elde etme ve yetkili birimlere başvurma imkanı yoksa bu şekilde bir kayıt yapabilir. Örneğin, boşanma aşamasında olduğu eşinin kendisini aldattığını düşünerek bir dedektif vasıtasıyla izlettiren ve eşinin üçüncü kişilerle öpüştüğünü kanıtlayan fotoğraflar elde eden diğer eş özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna azmettirmekten, fotoğrafları çeken dedektif ise TCK m.134/1-2.cümle gereği fail olarak cezalandırılacaktır.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunun Nitelikli Halleri Nelerdir?
Türk Ceza Kanunu’nun 137. Maddesinde özel hayatın gizliliğini ihlal suçununun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Buna göre; özel hayatın gizliliğini ihlal suçununun kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle, ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Suçunda Şikayet
TCK md. 139 gereği, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun tüm şekilleri şikayete tabidir. Yani, mağdur şikayetçi olmadan savcılığın soruşturma yapması, mahkemenin kovuşturma yapması mümkün değildir. Şikayet süresi, mağdurun fiili işlendiğini ve fiili işleyen kişiyi öğrendiği tarihten başlamak üzere 6 aydır.
Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu teknik bir suçtur. Her olay kendi içinde özeldir ve dosyanın somut durumuna bakarak konuşmak gerekir. Bu nedenle spesifik bir hadise açısından konunun uzmanı bir avukattan hukuki danışmanlık almak faydalı olacaktır. Bu bağlamda konuyla ilgili daha fazla bilgi almak için Bursa’da faaliyet gösteren Bursa Ceza Hukuku Avukatı Av.İrfan Şengül’e, info@avirfansengul.com e-mail adresinden veya iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.