Genel Olarak
Boşanma sürecine giren eşler arasında evlilik birliği henüz sona ermemiş olsa bile kişisel eşyaların paylaşımında anlaşmazlık yaşanması uygulamada sıklıkla görülebilmektedir. Bu tarz durumlarda genellikle eşler ayrı yaşamaya başlamakta ve birbirleriyle pek görüşmek istememektedirler. Ancak kişisel eşyalarını almadan evden ayrılan taraf daha sonra bu eşyalarının kayıt alına alınmasını ve olası davalarda ileri sürülebilecek bir hak iddiası haline gelmesini isteyebilmektedir. İşte bu gibi olaylarda eşya tespiti davası gündeme gelecektir.
Eşya tespit davası ile ilgili tüm sorularınızı Bursa Avukat ve Bursa Aile Hukuku Avukatı Av. İrfan Şengül’e sorabilirsiniz.
Kişisel Eşyalar Nelerdir?
Türk Medeni Kanununun 220. maddesinde kişisel eşyaların neler olacağı düzenlenmiştir. Buna göre kanun gereği kişisel mal olarak kabul edilecek eşyalar şunlardır:
- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
- Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
- Manevî tazminat alacakları,
- Kişisel mallar yerine geçen değerler.
Yukarıda maddeler halinde sayılan eşyaları somutlaştırmak anlamında örnek vermek faydalı olacaktır. Örneğin; Sadece bir eşin kullandığı dizüstü bilgisayar, cep telefonu, mücevher ve takıları, spor malzemeleri, kamera, bir eşin hobi olarak topladığı koleksiyon eserleri, ortak kullanıma sunulmamışsa, “kişisel mal” sayılır.
Eşya Tespiti Davası Nedir?
Yukarıda açıklandığı üzere, boşanma sürecine giren ve ayrı yaşamaya başlayan eşler kişisel eşyalarının tespit altına alınmasını isteyebilirler. Bu talep aslında Hukuk Muhakemeleri Kanununun 106. Maddesi kapsamında ileri sürülebilecek bir istemdir. HMK md. 106 gereğince tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Dolayısıyla eşya tespiti davasında eşler kendi kişisel eşyalarının tutanak altına alınmasını sağlayıp bir nevi delil tespitinde bulunmuş olurlar. Uygulamadan şöyle bir örnek olay anlatarak eşya tespiti davasını daha iyi anlatabiliriz:
Eşya tespiti yapılmasını isteyen taraf, eşya tespiti davalısı ile ayrı yaşadıklarını, kendisinin kişisel eşyalarını alamadan evden ayrılmak zorunda kaldığını, ilerde açacağı boşanma davasında, davalının bu eşyaların kendisinde olmadığını ileri sürerek bahse konu eşyaları saklama ihtimali bulunduğundan; mahkemeden tebligat yapılmaksızın, mahalinde, tanık ve bilirkişiler huzurunda dilekçe ekinde listeli halde yazılı eşyaların davacının kişisel eşyaları olduğunun tespitinin yapılmasını isteyebilir. Bu şekilde hazırlanacak bir dilekçede mutlaka hangi eşyaların davacının kişisel eşyaları olduğu ve mahkeme tarafından tespitinin yapılmasının istendiği maddeler halinde yazılmalıdır.
Eşya Tespiti Davası Hangi Mahkemeye Açılır?
Tespit davalarında genel görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Dolayısıyla burada da eşya tespiti yapılmasını isteyen taraf dava dilekçesini Sulh Hukuk Mahkemesine verecektir. Mahkeme hakimi uygun göreceği bir tarihte yapacağı tespitle dilekçede yazılan eşyaların varlığına ve davacıya ait olduğuna hükmedecektir. Bu şekilde bir tespit yapıldıktan sonra da artık ilerde bu eşyaların saklanması yada mevcut olmadığı veya başka bir iddiada bulunulması mümkün olmayacaktır. Bu şekilde davacı taraf hakkını koruma altına almış olacaktır.
Eşya tespit davası konusunda daha fazla bilgi almak için Bursa’da faaliyet gösteren Bursa Aile Hukuku Avukatı Av.İrfan Şengül’e, info@avirfansengul.com e-mail adresinden veya iletişim sayfamızdan ulaşabilirsiniz.